Öncelikle bu his zengin, fakir, çirkin, güzel, başarılı bir iş kadını / adamı, çalışan yada başarısız diye ayırmadan hemen hemen bir çok insanda var. Benim de bu his hayatımda çok etkili oldu ancak şu anda bu kavramın, hissin bana hizmet etmesini sağlıyorum.

Bu his öyle bir his ki sanki dipsiz bir kuyu gibi ne yaparsanız yapın eksiktir ve eksik hissettikçe kuyunun dibi daha da dipsizleşir. Yani yeteri olmayan bir şey. Düşündükçe de yeterden ziyade yokluğu desteklediğiniz bir his. Ne yapsanız yetmez, ne kadar eğitim alsanız, ne kadar kitap okusanız, ne kadar gezseniz ya da ne kadar güzel olsanız da yeterli değildir ve her zaman bir açıdan sizden hep daha iyi biri vardır. Her zaman bir şey eksiktir.
Yani bu hisse odaklandıkça his kendini daha da aç hale getiriyor.
Peki bu his neden çoğunlukla herkeste var ve neden bu his olmalı? Bu his çok önce atalarmızdan gelen ve aslında bence insanlığın gelişimini için gerekli ve olması gereken bir his. Aynı sağlıklı stres gibi. Çünkü bir şeye yeter dediğiniz an o şeyle ilgili gelişiminizi durdurursunuz ve öğrenmek için çaba sarf etmezsiniz. O yol sizin için bir bitiştir artık. Dolayısıyla bu his atalarmızdan beri bizi araştırmaya, öğrenmeye, gelişmeye, harekete geçmeye teşvik etmiştir. Dolayısıyla olması gereken bir his ancak onunla olan ilişkimizi doğru bir yere oturmamız gerekir. Onu hissel olarak beslemeyip, onun varlığını kendimize bir fener kabul ederek onun liderliğinde adım atarak ilerlemeliyiz. Bu şu demek, bu his var ve ona rağmen hareket etmeliyim. Yani yetersiz olma hissi ile sağlıklı bir ilişki kurmalı, onunla ve ona rağmen harekete geçmeliyiz.
En temel mesele şu: Yetersizlik hissim beni istediğim şeyi yapmaktan alıkoyuyor mu? Ya da istediğim şey için adım atmamı engelliyor mu?
Olayı baştan ele alalım. Diyelim ki bir şey yapmak istiyorsunuz. Mesela bie eğitim almak, bri iş kurmak, yeni bir şey öğrenmek ya da yoga hocası olmak istiyorsunuz. Ancak adım atmak için kendinizi yetersiz hissediyorsunuz. Tam da şimdi konuya yavaş yavaş giriyoruz. Öncelikle kendimize sormamız gereken en temel soru şu. Bu yetersizlik hissim bana şu an ne söylüyor, onunla bağ kurmamız gerekir. 1. tavsiyem bu hissiniz ile konuşmak, o hisse yazı yazmak ve o hissin altında yatan asıl sebebi bulmak çok değerli ve sizi asıl ilerletecek olan şey.
.
Ben bu konuyla ilgili bazı aşamalar belirledim. Ve bu yazıda bunları paylaşmak istiyorum. Bakalım buna göre sen yetersizlik hissinde hangi aşamadasın ve neden ilerleyemiyorsun.
Kendine şu soruları sor:
1. Aşama ve Soru: gerçekten istediğimi düşündüğüm iş, yol, görev, statü, eğitim ya da her neyse senin için bu, gerçekten içten içe yapmak istediğim şey bu mu, bundan emin miyim. Bunu sorgulamamız önemli. Gerekirse bununla ilgili bazı eylemlerde bulunup size uygun olup olmadığına bakmak yolun başında çok önemli. Bu soru şu anlamda önemli çünkü istediğimiz şey uzun zamandır arzuladığımız ve içten içe kalbimizin çarpmasını sağlayan ve içimizi ısıtan bir istek mi. Çünkü bazen gerçekten istediğimizi sandığımız şey aslında tam da istediğimiz şey olmadığı için içten içe harekete geçemiyoruz. Yani yüksek lisans, doktora yapmak ya da bir iş açmak istiyorsunuz ama bir taraftan gelecek iş yüküne hazır değilsiniz, mantıken kariyer istiyorsunuz ama kalbinizde, içeridebu istek yok. Gerçekten uzun zaman bu konuyla ilgili çalışmak gerekiyor. Ben gerçekten ne istiyorum; Kendime, yaşama isteyerek harekete geçeceğim neyi katmak istiyorum.
Eğer isteğin şeyden eminsen o zaman bir sonraki aşamaya geçebiliriz.
.
Ve gelelim 2. aşamaya. Kendine bu sefer şunu sor:
2. Aşama ve Soru : İstediğim konuyla ilgili almam gereken minimum eğitim, yapmam gereken bir çalışma veya öğrenmem gereken bir bilgi var mı ?
Cevap evet ise önce bu anlamda eğitimleri, bilgileri alıp öğrenip yavaş yavaş sürece göre ilerlemeliyiz. Bu sadece o işle ilgili hemen çalışma da olabilir, ama eğitimler ve minik çalışmalar o yönde ilerlemedir. Bunlara başlamak ve kendini geliştirmek de adım atmaktır ve yolun başıdır.
Peki ya cevabın “HAYIR” ise yani alınması gereken eğitimleri aldım, bilgileri biliyorum ve hala adım atamıyorum diyorsan işte şimdi doğru noktadayız. Yani ben diyorum ki tamam yetersizlik hissi olması gereken bir his ve benim bu hisse rağmen adım atmaya ve ilerlemeye devam etmem gerekiyor peki neden adım atamıyorum sorusunu kendine sorman gerekiyor. Yani 3. aşamamıza geliyoruz.
.
3. Aşama ve Soru : Kendime bunları soruyorum. Eğer istediğim konudan eminsem bu konuyla ilgili adım atmamı engelleyen şey nedir? Ihtiyacım olan maddi ve manevi kaynaklar nedir ve Bu kaynaklara nasıl ulaşabilirim.
Bu yazıda benim üzerinde duracağım konu: Manevi kaynaklar olacak.
Muhtemelen bu aşamaya geldiysen genel olarak aşağıdaki durumlardan birine takılıyor olabilirsin. Ben bunların her birini kendime göre yorumlamak istiyorum. Çünkü bunlar benim takıldığım aşamalardı.
1. Eğer hata yaparsam, insanlar ne der
2. Ya başarısız olursam, kendimi gülünç hale getirirsem
3. Mükemmel olmazsam, başlayamam.
4. O kişi kadar iyi değilim diyerek kendimi başkaları ile karşılaştırırsam.
5. Herşeye rağmen yetersiz, eksik hissediyorum, başlamak için içsel güç bulamıyorum
.
1. Eğer hata yaparsam insanlar ne der: Şimdi burada genelde insanların ne düşüneceğine takılsak da aslında mesele bizim hata yapmaya tahammülümüzün olmamasıdır. Muhtemelen biz de hata yapmayı istemiyor ve bunun varlığını kabul etmiyoruzdur. Oysa hata yapmayan biri de yeni bir şey öğrenmiyordur. Bu hata göz göre göre bilerek yaptığın şeyler değil zaten, o yüzden hata. Bilmiyorum ve öğreniyorum demek. Eğer hata yapmaya izin verirsem öğrenmeye de izin veririm, bu da beni rahatlatır böylece hem bedenim hem de zihnim daha gevşer bu konuyla ilgili. Hata yapmamak için uğraştıkça hem yorulur hem de büyük bir stres ile bir yerde takılıp tutarız. Bu da verimliliğimizi etkilediği gibi, kaçtığımız şeyi başımıza getirecek bir döngüye sebep oabilir. Oysa buna bir öğrenme yolculuğu gibi yaklaşırsak, hatalarından ve adımlarımızdan aslında herşeyden daha çabuk ve kolay öğreniriz. Herkes de kendisine has hata yapar çünkü herkesin bilgisi ve tecrübesi de ayrıdır. O yüzden başlarken kendi hatalarımızı ve başkalarının da hata yapabileceğini kabul etmek ve buna izin vermeye açık olmak çok değerlidir. Kendimizi ve başkalarını da yargılamamayı sağlar. Yani önce bizim hata ile olan ilişkimize bakmamız gerekir. Kafamızda kurduğumuz “başkaları fikri” yine bizim içimizdeki kendi başkaları ve hata kavramları ile kurduğumuz ilişki ve bakış açısıdır.
2. Ya başarısız olursam, kendimi gülünç hale getirirsem
Başarısızlık, başarı kadar olası muhtemel bir şey. Burada başarı tanımını çok iyi yapmak gerekiyor. Daha yolun başında yüksek hedefler belirleyip bunu yapamayınca buna başarısızlık dersek bu aslında normal gelişim sürecini iyi analiz etmemektir. Başlangıçta kendimize hata yapmaya izin verirsek ve hedeflerimizi daha küçük ve gerçekçi tutarak ilerlersek kendimizi iyi hissedebiliriz. Hayata başarı ya da başarısız olarak bakmak yerine mantıklı, olası hedefler koyup yaşamda sürekli ilerleme haline bulmak daha değerlidir. Çünkü böyle yaparsak başarı, başarısızlık kavramlarına sıkışmak yerine sürekli ilerleme ve gelişme halinde hissederiz. Daha yumuşak bir noktadan bakarsak hatalara izin verirsek hayatta bazen tökezleyince, o hedef olmayınca gülünç hale gelinmez ama bu sefer böyle oldu deyip yeniden harekete geçebiliriz. Aslında güven duygumuz da gelişir. Gülünç duruma düşme yine yargılama ile ilgilidir. Yargılar da içeride başlar. Yaşam hata yapmağım, başarısız hissettiğim, düştüğüm, durduğum yer değil, yeniden başladığım yerdedir. Bir akış içindedir. Tabiki durup kendime bakabilirim bu ayrı ancak düşmeye, hata ve yanlışa takılı kalma halini besleme bizi en çok yoran şeydir. Yumuşak, rahat, gerçekçi adımlar atarsak hem o zaman gülünç halini hissetmek yerine keyifli ve iyi hisler içinde oluruz.
3. Mükemmel olmazsam, başlayamam.
4. O kişi kadar iyi değiilim diyerek kendimi başkaları ile karşılaştırırsam.
Bu iki madde birbirine çok bağlantılı olduğu için bunları beraber ele alacağım. Aslında mevcut halimizle zaten tam ve bütünüz. Mükenmmellik yine yetersizlik hissi gibi bizim sürekli gelişimimize destek olacak ve asla sonu olmayan bir yoldur. Yani herşey kendi içinde tam, bütünse ve mükemmellik bir yolculuk ise bu yolda adım atmak en değerlisidir, çabada olmaktır asıl olan. Çabama değer verisem, süreki ilerleme için küçük de olsa adım atarsam, araştırdığım hale ilerleyeceğim. Çünkü bir şey mükemmel ve yeterliyse zaten bitmiştir hissel olarak. Eğer bunu hissederek başlamak istiyorsan zaten başlayamazsın.
Mükemmel ile tanımladığımız birileri, bir işler var ise bu konuda, önce şuna bakmak lazım. Kendimi karşılaştırdığım durum, kişi ya da işler başlangıcında nasıldı. Aksi halde yanlış iki şeyi karşılaştırmış olurum. Kendime zorlayarak haksızlık ettiğim gibi, o diğer durumun onca çabasını sıfırlamış olurum. O yüzden sağlıklı bir karşılaştırma yaptığımdan emin olmalıyım.
Bu anlamda sevdiğim bir söz var. Öğrenme süreci %100 lük bir isistemse. Bunun %25’i benim çabam, %25 öğretmenimden gelen çaba, %25 zamandan gelen kalan %25 ise çevreden gelendir. Bu durumda mükemmel olmayı beklemek, ya da kendimi yanlış kişilerle karşılaştırarak kendime katacağım yolculuktan edineceğim %50 lik kısmın degerini bilmiyorum ve buna değer vremiyorum anlamına gelir.
Bu saydığım maddelerin dışında bir şey var ki işte bu aslında en dipte olan durumdur. Son duruma geldik.
5. Herşeye rağmen yetersiz, eksik hissediyorum, başlayacak içsel gücü kendimde bulamıyorum. Bu aşamada aslında kendimizde hangi kavramın eksik olduğunu görmek istiyorsak kendimize şunu sormalıyız. Kendime hangi duygu, kavramı, hissi eklersem o adımı atabilirim.
Eğer cevap kendime güven duysam, kendimi rahat hissetsem, kendime inansam, kendi gücümü elime geçirsem ise.
Ben sana diyeceğim ki, güven duygusu başına gelebilecek sorunlarda o sorunu aşacağına dair kendine olan inancındır. Rahat hissetme de yine ne olursa olsun hata da olsa, başarısızlık da olsa, gariplik de olsa her şeye alan açabileceğini ve onu atlatacağını bilmendir ve yaşam içindeki akışa teslim olma halidir. Kendi gücünü eline almak için tüm bu saydıklarıma rağmen ve saydıklarımla o adımı atmalısın, o yola çıkmalısın ki yolculukta hem öğrenerek, hem düşerek hem çözüm üreterek, hem esneklik geliştirerek hem yeni insanlardan, çevreden ve zamandan öğreneceğini bilerek sorun olduğunda çözüleceğine inanarak o adımlarını atmalısın. Başka türlü ya yetersizlik, mükemmelik, güvensizlik yargılar içinde bir döngüye girecek adım atamayacak ya da tüm bu hislerin yaşamda olduğu, olacağı ve onların bize rehberlik ettiği bilgisiyle öğrenmeye ve gelişmeye inancını sürdürerek bu yolda hep öğrenen olacağını şimdiden kabul ederek keyifli bir yerden adım atmaya başlayabilirsin.
Bu hislerin içinde rahatlamayı, varlığı ile ilerlemeyi kabul ederek esneklik, açıklık, güven, içsel güç, gelişim ve öğrenme çarkına girerek rahat ilerleyebilirsin.
Yine bu hisler hep olacak ve geçmeyecek bazen bu hislere rağmen adım atmalıyız ver bir bakmışsın ki bu konuyla ilgili güven duygun zamanla gelişmeye başlamış ve bayağı yol gelmişsin ve hala yeni başlamış kadar yetersizlik yolundasın, öğrencisin, öğrenmeye açıksın ancak tek bir farkla “Yetersizlik hissine rağmen adım atmanın verdiği güven hissinin tadını bilerek”.
#yetersizlik #yeterinceiyideğilim #yetersiz #yeterlilik